Genel Sağlık Bilgileri

1. Aşılar
Köpeğinizin sağlığı ile ilgili temel (ancak çok önemli) konulardan biri, aşılarıdır. Bütün aşıların bütün köpekler için gerekli olup olmadığına dair tartışmalar vardır. Bazı köpek sahipleri, köpeklerinin tüm aşıları olmasını gerektirecek kadar dış dünya ile temas halinde olmadığını söyler. Bu, her köpek sahibinin kendi kendine verebileceği bir cevaptır ancak, kuduz aşısı kanunen zorunlu olduğundan, köpeğinizin kuduz aşısı olmaması gibi bir seçeneğiniz yoktur. Birçok köpek, dışarıda geçirdiği zamanlarda çimenlerin üzerinde oynayıp diğer köpekler ve insanlarla etkileşime geçtiğinden, çeşitli hastalıklara karşı aşılatılmış olmak, onların yararına olur.

Veterineriniz köpeğinize aşı yaparken, içerisinde birçok aşıyı barındıran karma aşıları kullanabilir.

Veterineriniz, köpeğinizi ve evinizi bu sinir bozucu yaratıklardan kurtarmanıza ve sonrasında korunmanıza yardımcı olabilir.

Aşılar, köpekleri bütün hastalıklara ve bozukluklara karşı korumuyor olsa da köpeğiniz aşılara henüz bir yavruyken başlar ve bu, hayatı boyunca olduğu yıllık aşılar ile desteklenirse, hastalıksız, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürme şansı artar.





2. Pireler
Köpeğinizin sürekli kaşındığını fark ettiyseniz, büyük olasılıkla pirelenmiş demektir. Emin olmak için kürkünü aralayarak derisine bakın. Bir sürü küçük siyah nokta (pire dışkısı) görüyorsanız, köpeğinizin pirelenmiş olma ihtimali yüksektir. Pireler, son derece hızlı üredikleri ve böcek zehirlerine dayanıklı oldukları için kurtulması en zor harici parazittir. Veterineriniz, köpeğiniz ve evinizi bu sinir bozucu yaratıklardan kurtarmanıza ve sonrasında korunmanıza yardımcı olabilir.









3. Keneler
Keneler, sadece sinir bozucu olmanın ötesinde, hastalıklar taşırlar. Ağızlarını deriye gömerek üzerinde barındıkları hayvanın kanıyla beslendikleri için hastalık, kolayca keneden hayvana geçer. Keneler kısa tüylü köpeklerde kolayca saptanır ancak, uzun tüylü bir köpekte bir kene bulmak oldukça güç bir iştir. Köpeğiniz, özellikle ağaçlıklar ve çimenli yerlerde vakit geçiriyorsa kenelere karşı sık sık kontrol etmek önemlidir. Köpeklerde keneler, kulak, baş ve ense çevresindeki alanları tercih ettiğinden, özellikle bu noktaları kontrol edin. Köpeğinizin kene nedenli bir hastalık kaptığını düşünüyorsanız, mümkün olan en kısa sürede veteriner hekime götürün.
4. Alerji
Alerjiler, hem hayvanlar hem de insanlar için büyük bir sorundur. Köpeklere özel alerjiler dört kategoride gruplanır: pire, solunumsal, yiyecek ve temas.

Pire
Pire alerjisi en sık karşılaşılan tiptir. Aslında alerji gerçek pirelere karşı değil, pire ısırığından sonra deride kalan pire salyasında bulunan bir proteine karşıdır. Bu alerjiye verilen ciddi tepkiler köpeğinizi çok mutsuz edeceğinden, veteriner hekiminize bu alerjiyi kontrol altına alma yolları hakkında danışmalısınız.

Solunumsal
Solunumsal alerjiler, ikinci en yaygın köpek alerjisi tipidir. Köpeğiniz polen, tütün dumanı veya küf sporları gibi belirli alerjenleri soluduğunda meydana gelir. Tedavi önerileri için veteriner hekiminize danışmalısınız.

Mama
Köpekler, genellikle insanların alerjik olduğu soya, süt, yumurta ve tahıl gibi yiyeceklere alerji geliştirir. Genellikle köpeğin yiyecek alerjisine verdiği tepki, derisinin kızarması ve kaşınmasıdır ancak, bazıları kusma veya ishal gibi tepkiler de verebilir. Köpeğinizin tam olarak neye alerjisi olduğunu anlamak biraz zaman ve çaba gerektirir ancak, öğrendikten sonra diyetini buna göre ayarlamak çok zor değildir. Zira bunlara uygun mamalar bulunmaktadır.

Temas
Köpeğinizin temas alerjisi varsa, plastik, çimen veya yün gibi bir alerjen içeren bir maddeye fiziksel olarak dokunduğu anda bir tepki meydana gelir. Temas alerjilerinin kontrol altına alınması için yaşam tarzında değişiklikler yapmak da gerekli olabilir. Veteriner hekiminize danışmalısınız..

Obezite

Obezite, köpeklerde beslenmeyle ilgili olarak en sık karşılaşılan sağlık sorunudur. Bazı uzmanlar köpeklerin yüzde 25 ila 44'ünün obez olduğunu düşünmektedir. Köpeğinizin fazladan birkaç kilo almasının bir önemi yok diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz; sadece birkaç kilo bile önemli olabilir. Örneğin, normalde 8 kilo olması gereken bir köpeğin 2 kilo alması, 80 kiloluk birinin 20 kilo alması ile eşdeğerdedir. Obez köpekler şeker hastalığı, solunum sorunları ve sindirim sistemi bozuklukları geliştirebilirler

Obezite İşaretleri
Obezitenin hayatınıza sessizce girmesi kolaydır. Bir gün köpeğinize bakar ve o fazladan kiloları ne zaman aldığını merak edersiniz! Yıllarca aynı miktarda mama yiyerek sağlıklı kilosunu koruyan köpekler, ilerleyen yaşlarda egzersiz seviyeleri düşüp metabolizmaları yavaşladıkça kilo almaya başlar.

Köpeğinizin aşırı kilolu olup olmadığını anlamanın kolay yolu, ellerinizi her iki yanında gezdirmektir. Kaburgalarını kolayca hissedebiliyorsanız ve boynunun etrafında fazladan kıvrımlar yoksa, ağırlığı muhtemelen normaldir. Ancak, köpeğinizin sağlıklı bir kiloda olup olmadığını anlamanın tek gerçek yolu, onu bir veteriner hekime tarttırmaktır.

Ne Yapmalı
Obezitenin nedeni aşırı yemekten başka sorunlar da olabileceği için köpeğinizi veteriner hekime götürün. Örneğin, tiroit yetmezliği ve şeker hastalığı obezitenin sık karşılaşılan iki nedenidir. Bununla birlikte, köpeğinizdeki obezitenin aşırı kalori alımından kaynaklandığı belirlenirse (genellikle bir kan testi ile), siz ve veteriner hekiminiz, öğünlerdeki mama miktarını azaltarak veya köpeğinizin diyetini daha lifli ve daha az yağlı olarak ayarlayarak etkili bir tedavi planı geliştirebilirsiniz. Aynı insanların kilo verme programında olduğu gibi, orta düzeyde egzersiz de dahil edilmelidir.

İlk Yardım

Hiçbir köpek sahibi köpeğinin yaralanmasını istemez ve birçoğu bunun için önlem alır. Peki ya en kötü senaryo gerçekleşir ve köpeğiniz bir şekilde yaralanırsa? Ona verebileceğiniz en iyi acil yardımı verebilmek için hazır olmalısınız.

Bir acil duruma karşı hazır olmanın en iyi yolu, aşağıda listelenen belirli malzemeleri elinizde bulundurmaktır:

- Antibakteriyel merhem
- Aspirin
- Pamuk
- Gazlı bez ve bandaj
- Oksijenli su
- Vazelin
- Makas
- Bant
- Havlu
- Cımbız
Bu öğelerin elinizde bulunması, acil bir durumla yüzleştiğinizde sakin kalmanızı sağlar. Sakin olmanız çok önemlidir, çünkü köpeğinizin de sakinleşmesine yardımcı olur. Sakin ve güven verici bir ses tonuyla konuşabilir ve her şeyin yoluna gireceğini anlamasına yardımcı olabilirsiniz.

Acil durumlarda, korku nedeniyle ısırmasını önlemek için köpeğinizin ağzını bağlayın (gerçek bir ağızlık veya bir fular ya da atkı ile). Köpeğiniz şimdiye kadar hiç ısırmamış olsa bile, olağanüstü bir durum normalde kendi karakterinin dışında hareketler sergilemesine neden olabilir ve bu da yanındayken sakin kalmanız için bir diğer nedendir.

Kesikler ve Çizikler
Bütün aktif köpekler, çoğu kolayca tedavi edilebilecek kesik ve çiziklerden payına düşeni alır. Öncelikle yaralanan bölge ılık sabunlu suyla bastırmadan kir ve artıklardan arındırılır. Sonrasında uygun bir antiseptik solüsyon ile (batikon vs.) mikroplardan arındırılır. Yara iyileşene kadar veteriner hekiminizden temin edeceğiniz bir antibiyotikli merhem ile tedavi etmelisiniz.

Kesiğin yanı sıra ciddi kanama varsa, kan akışını en aza indirmek için yaranın üzerine kalın gazlı bez veya havlu bastırın. Ardından, köpeğinizi en kısa zamanda veteriner hekime götürün.

Araba Çarpması
Sevgili köpeğinize bir araba çarparsa, çeşitli kesik ve çizikler oluşması olasıdır. Daha önemli bir sorun bulunmadığından kesin olarak emin olana kadar hareket ettirmemeye çalışın. Hareket ettirilmesi gerekiyorsa, yerinde sabit tutmak için tek bir hızlı hareketle bir tahta veya battaniyenin üzerine alın. Derhal veteriner hekime götürmeniz gereklidir.

Kanamanın durdurulması gerektiği herhangi bir harici yara olup olmadığına bakın. Gerekiyorsa, bir bandaj veya havlu yardımıyla kanama noktasına basınç uygulayın.
Hemen veteriner hekiminizi arayın ve ne olduğunu anlatın. Kliniğine gitmeniz gerekip gerekmediğini söyleyecektir. Ancak, aşırı kanama, kırık kemikler veya diğer belirgin rahatsızlık işaretleri, tıbbi müdahale gerektiğini derhal belli eder.

Kulak Enfeksiyonları

Kulak enfeksiyonları, özellikle kulakları dikilmeyen ve/veya kulakları çok tüylü olan cinslerde yaygın olarak görülür. Kulak enfeksiyonunun en bariz belirtisi, kulaklardan gelen kötü kokudur. Kulak enfeksiyonu olan köpekler, sık sık kafalarını sallar ve kulaklarını kaşır. Ayrıca kulakları kızarır ve aşırı akıntısı olabilir. Köpeğiniz bu belirtilerden birini gösteriyorsa, onu en kısa sürede veteriner hekime götürün.







Yaşlılık

Her ne kadar inkar etseniz ya da görmezlikten gelmeye çalışsanız da köpeğiniz daima bir yavru olarak kalmayacaktır. Bazı köpekler 15 yıl veya daha uzun süre yaşayabilirler, ancak bütün köpekler en sonunda yaşlanır. Yaşlı köpekler daha fazla uyumak ve daha az oynamak ister. Ayrıca tipik olarak daha fazla sağlık sorunu yaşarlar.

Bazı sağlık sorunları aşağıdakileri içeriyor olabilir:

Artrit
Artrit, yaşlı köpeklerde ciddi rahatsızlıklara neden olur. Topallayabilir, yatarken veya kalkarken zorlanabilir veya merdivenleri çıkamayabilirler. Köpeğinizin iyi hissetmesinin en iyi yolu, orta derecede düzenli egzersiz yapmasını sağlamaktır.

Köpeğiniz her gün acı çekiyorsa, izlemesi sizin için zor olacaktır. Ortopedik köpek yatağı, elektrikli battaniye ve normalde basamak tırmanmayı veya sıçramayı gerektiren yerlere erişim için rampalar gibi özellikle yaşlı ve engelli köpekler için tasarlanan ürünler satın almayı düşünebilirsiniz.

Körlük
Köpeğiniz yaşlandıkça, görüşü kötüleşmeye başlayabilir. Bu genellikle, yaşlanma sürecinin normal bir parçasıdır ve tedavi gerektirmez. Bir köpeğin tamamen kör olmasına veya görüşünün hayat kalitesini etkileyecek kadar azalmasına nadiren rastlanır. Bu durum sizi ve köpeğinizi rahatsız ettiğinde veteriner hekiminize başvurmalı ve bu konuda yardım almalısınız. Gerektiğinde cerrahi müdahaleler yapılması için özel göz cerrahisi uzmanları bulunmaktadır.

Sağırlık
İşitme kaybı, yaşlı köpeklerde yaygın olmakla birlikte genellikle kademeli olarak gerçekleşir ve çoğu köpek buna kolaylıkla uyum sağlayabilir. Köpeğiniz yaşlandıkça kulak kontrolünü sıklaştırın ve kulaklarının sağlıklı ve temiz olduğundan emin olun. Ağzınızdan çıkan her kelimeyi duyamasa da ne söylediğinizi anlayabilmesi için gerekirse daha yüksek sesle konuşun ve konuşmanızı el işaretleri ile destekleyin.